Koronavirüs Önlemleri ve Hava Kirliliği

Koronavirüs Önlemleri ve Hava Kirliliği

Koronavirüs salgını ile birlikte büyükşehirlere araç giriş-çıkışlarının kapatılması, sokağa çıkma yasakları, uçuşların durdurulması gibi önlemler hava kirliliği sorununu bir kez daha gündeme getirdi. İstanbul’dan Uludağ’ın görüldüğü fotoğraflar ise kirliliğin azaldığına dair algıyı güçlendirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstatistik Ofisi’nin yayınladığı veriler de, İstanbul’da hava kalitesinin 1-12 Nisan 2020 tarihleri arasında yüzde 28,6 oranında iyileştiğini gösteriyor. Bu tarihlerde 39 olarak belirlenen Hava Kalitesi İndeksi, Mart ayında 55 olarak ölçülmekteydi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 81 ildeki hava kalitesi izleme istasyonlarından aldığı verilerle oranını tespit ettiği havadaki partikül maddeler (PM10) “akciğerlere ulaşarak iltihaplanmaya ya da insanları çok olumsuz etkileyecek kalp ve akciğer hastalıklarına neden” olabiliyor. Dolayısıyla bu partiküllerin havadaki oranı, kirliliğinin en önemli göstergelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak Türkiye’nin mevcut yönetmelik ve uygulamalarda hava kalitesi ölçümünde sağlıklı seviye olarak kabul ettiği değerler, Avrupa Birliği (AB) ve DSÖ’nün kabul ettiği sınır değerlerinden farklı.

Türk Toraks Derneği ve TMMOB Çevre Mühendisleri Odası’nın her yıl yaptığı değerlendirmeler de, Türkiye’de genel hava kirliliği ortalamalarının DSÖ’nün önerdiği değerlerden çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

TMMOB ÇMO’nun 2018 Hava Kirliliği Raporu da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yönetilen 313 hava kalitesi izleme istasyonunun verilerini inceliyor. Raporda, istasyonların sağlaması gereken yüzde 90 oranında veri oluşturma ihtiyacının genel olarak yetersiz kaldığı belirtiliyor. Raporda ayrıca, ölçüm istasyonlarının son yıllarda yeterli ölçüm yapmadığı ve en önemli kirlilik parametrelerinin ise ölçüme katılmadığı değerlendirmesi yapılıyor.

3129total visits,1visits today

Yazar hakkında

ilhan administrator

Bir cevap yazın